HAKKINDA
PROJELERİ
GALERİ
SİTE

Röportajlar / Haberler



< HAKKINDA < TÜM RÖPORTAJLAR




TARAF

Esra Karataş
14 Mart 2011, Pazartesi

Talimhane’de bir Yastık Adam var



Martin McDonagh’ın bol ödüllü oyunundan Türkçeye çevrilen ‘Yastık Adam’ yaşadığı sıkıntılara rağmen ayakta kalmayı başarabilen Talimhane Tiyatro’da yeniden sahnelenmeye başladı.

Yaklaşık iki yıl önce kapısına kilit vurmak zorunda kalan Talimhane Tiyatro, bu süre zarfında karşılaştığı bürokratik sorunları aşma yönünde önemli adımlar attı. Sezonun bitmesine az bir zaman kala, daha önce hazırladığı ve başka salonlarda sahneleme fırsatı bulduğu Yastık Adam’ı artık kendi sahnesinde sahneliyor. Tiyatronun Tarantino’su olarak anılan Martin McDonagh tarafından yazılan oyun, Mehmet Ergen’in çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı. Ergen’in yönetmenliğini de yaptığı Yastık Adam’ın oyuncuları arasında Bekir Çiçekdemir, Murat Garipağaoğlu, Murat Karasu ve Serhat Tutumluer bulunuyor.

Finansal problemler yaşayan Talimhane Tiyatro’nun kapısından girerken yapmanız gereken şey öncelikle kapıyı iki kere vurmak. Kapı açıldıktan sonra girdiğiniz fuaye “Katalitik soba” ile ısıtılıyor. Görmeye alışık olduğunuz “Kırmızı kadife perdeli” salonlardan değil Talimhane Tiyatro’nun salonu. Fakat tavanı gerektiği ölçüde yüksek. Oyunu ve tiyatroyu konuşmak üzere görüştüğümüz, beyazcamın samimi yüzü Serhat Tutumluer: “Belki de İstanbul’daki en yüksek tavanlı tiyatro salonlarından” diyor. Önlerini göremedikleri için bugüne kadar repertuvar oluşturamadıklarını söyleyen Tutumluer: “Yastık Adam’ın bana maddî olarak bir getirisi yok. Üç yılda tiyatronun kapısını çalacak duruma getirdik, şimdi ısınma problemlerini halledeceğiz” diyor.

Kara mizaha güzel bir örnek
Talimhane Tiyatro’nun kurucusu ve çağdaş tiyatronun sıkı takipçilerinden olan Mehmet Ergen, insan ilişkilerinin en saf halini gözler önüne serebilecek tarzda metinler ortaya çıkarmak istiyor. Yastık Adam ise genellikle sert metinleri uyarlayan Ergen’in tercihine uygun bir metin. Oyun, kara mizah türünün güzel bir örneği. Çok katmanlı hikâyesi ve sert gerçekliğiyle, seyirciyi yerine çiviliyor. Bir yandan oyunun sertliği altında ezilirken, diğer yandan yüzünüzde beliren gülümsemeden rahatsızlık duymadan edemiyorsunuz. Serhat Tutumluer: “Kara mizah denilen şey bu, gülme sinir bozukluğundan geliyor” diyor.

Zihni zorlayan bir hikâye
Yazdığı hikâyeler gerçek hayatta karşılığını bulunca, başı tahmin edemeyeceği ölçüde derde giren bir yazarın sorgusu ile başlayan oyun, beklenildiğinin aksine sıradışı ve onulmaz bir hâl alıyor. Yastık Adam’ın zekası zedelenmiş birinin bile düşünce kapasitesi ne ise onu zorlaması gerektiğini düşündürten bir oyun olduğunu söyleyen Tutumluer: “Yaşadığı özgürlük haklarını sonuna kadar kullanan insanların bulunduğu memlekette birtakım sorunlar dert edilip kaleme dökülüyorsa, bunlar bizim gelmemiz gereken noktayı işaret eden şeyler. Bugün, bizim ülkemizde hâlâ yazılarından ötürü, cezalandırılan yazarlar var. Düşünce ve yazı özgürlüğünün yeterince sorgulanmadığı bir memlekette, sorgu altında olan bir yazarı oynuyorsam bundan mutluluk duyarım” ifadelerini kullanıyor.

Seyirci kapıyı iki kere çalar
Televizyon dizilerinde oynadıkları için tiyatroya daha az vakit ayırmak zorunda kaldıklarını, sadece tiyatro yaparak para kazanmanın mümkün olmadığını söyleyen Tutumluer, yer aldığı projelerde titiz davranıyor. Para kazanmanın dışında, tercih ettiği dizilerin niteliğinin ve niceliğinin çok önemli olduğunu söyleyen Tutumluer, yavaş yavaş Brezilya dizilerinden sıyrılmaya başladıklarını ve daha sanatsal diziler çektiklerini anlatıyor.

Talimhane Tiyatro, zihnini zorlamak isteyen, Yastık Adam’ın sertliğiyle yüzleşebilecek herkes için, kendi sahnesinde her pazartesi perde diyor. Parola: Seyirci kapıyı iki kere çalar...

TARAF (Kaynak1)


ESRA KARATAŞ BLOG (Kaynak2)